Sivas spor deplasmanında ağır yara alan sarı kırmızılılar, kayseri sporu konuk etti. Galatasaray rakibi karşısında zorlansa da kazanmasını bildi. Galatasaray, rakibi Kayseri spor karşısında 2-1 skorla sahadan ayrılarak rakibi Fenerbahçe yi 2 puan geriden takip etmeyi sürdürdü.
Süper lig in 20. Haftasınının kapanış maçında, Galatasaray sahasında Kayseri sporu ağırladı. Sivas spor karşısında hata yapan sarı-kırmızılı ekip Kayseri spor karşısında taraftarının önünde hata yapmak istemiyordu. Galatasaray, Kayseri spor karşısında Nelsson ve Mertens in golleriyle kendi sahasında Kayseri sporu 2-1 yenerek rakibi Fenerbahçe yi 2 puan geriden takibini sürdürdü.
Türk milleti, İsrail-Filistin savaşında ikiye bölündü, sağcıların “Mehmetçik Gazze’ye’ sloganlarının ardından solcuların tepkisi gecikmedi. Solcular, Mehmetçik’in kendi savaşımız olmayan bir savaşta adının geçmesini istemiyor ve Filistin’i savunmak isteyenlerin “kendilerini tutan yok, kendileri gidebilir” şeklinde tavırlarını ortaya koyuyor.
Filistin-İsrail savaşından sonra gereksiz slogan atanlar, Starbuck’a gidenleri eleştirenler, kahvehanelere kadar girip insanları Filistin’e destek vermeyip okey oyununu oynamakla suçlayan, İnsanların dinini sorgulamaya kadar getiren sağcılara, solcular daha sakin kalarak tepki vermeye, ve savaşta tarafsız kalmayı tercih ediyor.
Peki Sağcılar ve Solcular Neden Ayrı Görüşte ??
Sağcılar, savaşa daha çok dinsel olarak bakarken, solcular Milliyetçi olarak bakıyor. Sağcılar, Filistin halkını Müslüman kardeşleri olarak görüyorlar ve Müslümanların manevi değeri olarak gördüğü mescidi Aksan’ın korunmasını istiyorlar, bunun içinde gerekirse Türk askerinin Filistin’e gitmesinden yana ve kendileri de batı ürünü kullanmayarak protesto etmek istiyorlar. Solcular ise tarihi hatırlayarak tarafsızlığını ortaya koyuyor, Filistin’in zamanında Osmanlı askerlerini arkadan vurması, Ermenistan-Azerbaycan savaşında Ermenilerin yanında olması, ve tek bir siyasi olayda bile Filistin’in, Türkiye’ye destek vermemesi.
Sağcılar, olaya taraflı bakarken, herkesin de aynı görüşte olmasını istiyorlar, solcular ise, sağcıların bu düşüncesinden rahatsız ve çok istiyorlarsa kendileri Filistin’e gitsin, batı ürünleri almayarak protestolarına devam edebilirler ama bize karışmaya hakları yok diyerek sağcılardan yana sıkıntılarını dile getiriyorlar.
Bağımlılık yaratan sosyal medya platformları ve teknoloji devleri hakkında çarpıcı bir belgesel film olan “Sosyal İkilem”, izleyicileri düşünmeye ve sorgulamaya çağırıyor. Film , teknolojinin hayatımızdaki etkisini ve sosyal medyanın bizi nasıl manipüle ettiğini derinlemesine inceliyor. İzleyiciler, sosyal medyanım kullanıcıları nasıl sömürüldüğünü gözler önüne seren bu çarpıcı belgesel sayesinde teknolojiye farklı bir gözle bakacaklar. “ Sosyal İkilem” , bilinçli bir şekilde teknoloji kullanımı konusunda düşünmemizi sağlayan önemli bir yapıt olarak dikkat çekiyor.
Sosyal İkilem” filmi, sosyal medya platformlarının ve teknoloji devlerinin hayatımızdaki etkilerini ele alıyor. Film, sosyal medyanın bağımlılık yaratıcı etkilerini, kullanıcıları nasıl manipüle ettiğini ve kişisel verilerin nasıl sömürüldüğünü derinlemesine inceliyor. İzleyiciler, teknoloji kullanımı ve bilinçli medya tüketimi konularında farkındalık kazanacaklar. “Sosyal İkilem”, teknolojinin etkileri hakkında düşünmemizi sağlayan önemli bir belgesel olarak karşımıza çıkıyor. Bu fil sosyal medya dünyasının perde arkasına bir bakış sunarak izleyicileri etkilemeyi başardı.
Avrupa’da geçtiğimiz ay kayıtlara geçen en sıcak haziran ayı yaşanırken, uzmanlar vücudumuzun kaldıramayacağı sıcaklığın ne kadar olduğunu hesapladı
Londra’daki, Roehampton üniversitesi araştırmacıları tarafından yayınlanan yeni bir çalışmaya göre, insan vücudunun 40 ila 50 santigrat derece arasında tolere edelebileceği bir “üst kritik sıcaklık” sınırı olduğu tespit edilmiştir. Bu sıcaklığa ulaştıktan sonra, vücudumuz mide bulantısı, baş dönmesi, baş ağrısı ve bayılmaya yol açan “ısı stresi” yaşayacağı belirtirmiştir.
Çalışmanın sonuçları, özellikle Avrupa kıtasının eşi benzeri görülmemiş sıcaklıklara maruz kaldığı bir dönemde, sağlığımızı korumamız için önemli bilgiler sunuyor. Oxfort Üniversitesi’nde, iklim fiziği alanında araştırma görevlisi olan Matthew Patterson, Euronews Next’e yaptığı açıklamada “ Avrupa’da sıcaklıklar son yıllarda sanayi öncesi kosullara göre 2 derece arttı ve bu küresel ortalamanın yaklaşık 2 katı” dedi.
Vücut Çok Isındığında Ne Olur
Halsey, vücut ısındığında gelene bir dizi şey olacağını, Fazla sıcaklığın sağlık sorunlarına ve hatta ölüme yol açabilecek bir tepkimeye yol açtığını söylüyor, Ve sözlerine devam ediyor “ vücuttaki proteinler denatüre olmaya başlar, işlevini durdururlar, ve sinir uyarıları da aynı şekilde çalışmaz, sinir sistemi daha az etkili ve bu da vücudun ayrılmaz bir parçası. Bu durum kalbi etkilemeye başlar, çünkü kalp başlı başına bir kas” dedi.
Kitap okumak, insanın kısıtlı yaşamını, gezip göremediği yerleri, bilgisini, deneyimini, algısını, empati yeteneği, zihin gücüne kadar sayamayacağımız bir çok şeyde faydası vardır.
Özellikle kitap okumak sadece özelliklerimizi geliştirmekle değil, sağlık olarak da çok önemli bir yere sahiptir. Bunları sıralayacak olursak şöyle başlayabiliriz
Bireyleri Psikolojik ve Çevresel olarak stresten uzaklaştırır, mesela günlük yaşantıda, eğitim hayatımızda ya da iş hayatında strese maruz kalmak çoğu kez kaçınılmazdır, bu durumlarda kitap okumak için rahat edeceğimiz alanı bulduğumuzda biraz olsun kendimizi strese maruz kaldığımız ortamdan uzaklaştırmış oluruz. Kitap okuduğumuz sırada, kitabın içeriğine bağlı olarak değişecek olay örgüsü ya da konu dikkatimizi kendine çekerek stres faktörlerini düşünmekten alıkoyacaktır. Dolayısıyla kitap okumanın faydaları arasında stresi azaltması da bulunur.
Zihin dinlenmesini sağlar, mesela İş ve eğitim hayatımızdaki sorumlulukları yerine getirdikten ya da zihni yoran bir aktiviteyi tamamladıktan sonra kitap okumak bireyleri, hem yoruldukları ortamdan uzaklaştıracak hem de zihnin odağını değiştirerek dinlenme moduna geçmesini sağlayacaktır.
Zihinsel hastalıkları önler, mesela insanların yaşları ilerledikçe ortaya çıkan zihinsel ve hafızaya bağlı psikolojik ve biyolojik hastalıkların önlenmesi konusunda uzmanlarda kitap okumanın önemli olduğunu belirtmektedir. Kitap okumak hafızayı güçlendirir iken bir yandan da kişinin detaylı düşünmesini sağlar.
Futbola geçmişten günümüze baktığımızda, yaşanan sevinçlerle, üzüntülerle, taraftarın tutkulu haykırışı, futbolcunun kanla terle son ana kadar mücadele etmesi… Geçmişten bugüne baktığımızda futbol sadece futbol mu ?
“Futbol asla sadece futbol değildir” kitabına baktığımızda, kitabın bize anlatmak istedikleri, Futbol bir yaşam tarzıdır, bir tutkudur, futbol bir kültürdür, duygusal bağdır, insanların bir araya gelmesini takım ruhunu, dayanışmayı güçlendirir. Futbol kimi zaman bir kadına duyulan özlem kadar derindir, belki de daha fazlası.. Futbolcuların sözlerine baktığımızda da futbolu essiz bir yere koyan isimler görebiliyoruz, mesela Arjantinli futbolcu Paulo Dybala “top ayağındayken mutlusun ancak gerisi yalnız geçiyor, Bill Shankly’nin “ futbol ölüm kalım meselesi değildir, bundan daha fazlasıdır” sözüde futbol essiz olmasını ortaya koyuyor.
Futbolun bazı insanlar için sadece futbol olmadığını anlatmak istersek, 1994 dünya kupası grup maçında Kolombiyalı defans oyuncusu Andres Escobar’ın kendi kalesine attığı golden sonra bir gece kulübünde holigan taraftarlar tarafından silahlı saldırıda öldürülmesi. Kitap, futbolun insanların hayatlarına nasıl dokunduğunu çok iyi anlatıyor,
Futbolun duygusal, bağlılık yönünü anlatacak olursak, futbol oynadıkları takımı bir takımdan fazla bir kutsal, sevgiliye bağlılık gibi görerek, başka takımlardan daha fazla para teklifi alsalar da, sadakatlerinden dolayı ayrılmayan bir çok futbolcu vardır, bunlardan bazıları, Francesso Totti, İniesta,Xavi gibi bir çok oyuncu vardır.
Vize sınavları yaklaşırken öğrenciler kütüphaneye akın etmeye başladı, dönemin ilk sınavı olan vize sınavında, öğrenciler iyi bir not alıp final sınavlarına daha rahat girmenin peşinde. Vize sınavları not ortalamasına %40 etki ederken, final sınavları ise %60 etki ediyor
Vize sınavları adım adım yaklaşırken, öğrencileri stres basmaya devam ediyor, kötü not almaktan kaçınmak isteyen öğrenciler gecesini gündüzüne katarak kütüphanelerde sabahlamaya devam ediyorlar. Ögrenciler sınav haftasına girerken kendilerine göre hazırladıkları özel çalışma düzeninde ilerliyorlar, Özellikle son hafta notlara bakanlar için bu 2 kat efor demek ve zamana karşı yarış başladı diyebiliriz.
Özellikle son senesi olanlar için bu yıl sınavlara daha iyi odaklanıp diploma kazanmaya hak kazanmak istiyorlar. Öğrencilere sorduğumuzda ise, bu yılın kendileri için dönüm noktası olduğunu ve sınavlara iyi hazırlanıp, vize sınavlarından yüksek not alıp, final sınavlarına daha rahat gitmenin peşinde olduklarını ifade ediyorlar.
A milli takımımız Almanya ile oynadığı hazırlık karşılaşmasında adeta Almanlara sahayı dar etti. Maçı Ferdi Kadıoğlu, Kenan Yıldız ve penaltıdan Yusuf Sarı’nın attığı gollerle 3-2 yenerek Avrupa şampiyonasına güzel bir mesaj vermiş oldu.
A milli takımımız Almanya ile oynadığı hazırlık karşılaşmasında güzel bir oyun oynayarak adeta Avrupa şampiyonasına göz kırptı. Montella ile 2. Maçına çıkan Milli takımımız 11 de değişiklikler yaparak yedek ağırlıklı 11 le sahaya çıktı. İlk golü erken yiyen Millilerimiz çabuk toparladı ve Ferdi Kadıoğlu’nun mükemmel golüyle maça eşitliği getirdi, çok geçmeden Kenan Yıldız’ın mükemmel golüyle 2-1 öne geçerek dengeyi elimize almamızı sağladı, 2. Yarıya Almanların ilk yarıda olduğu gibi erken golle girip skoru 2-2 getirse de Yusuf Sarının dakika 71 de penaltıdan attığı goller 3-2 galip ayrılmasını bildik.
Hafta sonu Galler ile oynayacağımız maça güzel bir hazırlık maçı olan Almanya’da, Montella kafasındaki 11’i şekillendirmeye başlamış görünüyor, mükemmel bir performans gösteren Kenan Yıldız’ın ilk 11 e monte edilmesi beklenirken, Hakan Çalhanoğlu yedek kulübesine çekilebilir.
Bazı meyvelerin kendisinin yanı sıra yaprakları da oldukça faydalıdır. Bu meyvelerden biride iğde meyvesidir, iğde meyvesi Türkiye’nin her bölgesinde kolaylıkla yetiştirilebilir ancak çoğu kesim tarafından bilinmemektedir. İğde sağlık açışından çok faydalı bir meyve olmasında rağmen, tüketimi de oldukça azdır.
Kişiler, sağlık için doğal besinlerden fayda görmeyi tercih edebilir. Bu yüzden gün içinde tüketilen meyvelerin faydalarını araştırmak ister. İğde meyvesi de faydaları merak edilen meyvelerin arasında yer alır. Özellikle iğdenin faydaları İbrahim Saraçoğlu tarafından da dile getirildiği için bu meyveyi tüketmek isteyen kişilerin de sayısında artış görülmeye başlamıştır. İşte iğde meyvesi hakkında merak edilen her şey
İğde meyvesi böbrek hastalıkları için faydalı bir meyvedir. Bu yüzden böbrek sorunu yaşayan kişiler tarafından yoğun olarak iğden tüketilmesi önerilir. İğdenin meyvesinin yanı sıra çiçeği ve yaprağından elde edilen çayın da böbrek hastalıklarına iyi geldiği ifade edilmektedir.
-) İğde meyvesi C vitamini açısından çok zengindir. Bu yüzden kış aylarında, soğuk havalardan dolayı meydana gelen hastalıklara karşı koruma sağlar.
-) Kuru iğde meyvesi ve yapraklarından elde edilen bitki çayı kuru öksürük problemlerinde de kullanılır.
-) Hem beslenme düzeni hem de tüketilen diğer besinler bağırsak problemlerine yol açabilir. Bu problemlerden en çok rastlananı da ishaldir. İshal problemi için iğde tüketebilir
-) İğde içeriğinde omega 7 yağı yüksek miktarda bulunur bu da vücutta bulunan kolajen seviyesini arttırmaya yardımcıdır.
-) İğde meyvesi saç köklerini beslemeye yardımcı olur. Saç köklerini yeniler.
-) Karaciğeri temizleyen meyvelerden biri de igdedir. İğde meyvesi karaciğerde bulunan toksinlerin atılmasına yardımcıdır.
-) İğde kötü kolesterolü dengelemeye yardımcıdır.
-) Fazla yemekten dolayı meydana gelen hazımsızlık problemine karşı iğde meyvesi iyi gelmektedir.
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, tüm dünyaya adını duyuran, sayısız devrimleri olan Türk milletinin babası Ulu önderimiz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü 85 yıl önce bugün saat 9:05 geçe bedeni olarak kaybettik.
Bugün ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün bedeni olarak aramızdan ayrılışının 85. Yılında saat 9:05 geçe tüm Türkiye’de hayat durdu. Atamızı bedeni olarak kaybederken kalbimizde yaşatmaya devam ettik, devam etmekle kalmamanın yanı sıra ilke ve inkılaplarını, fikirlerini, benimsedik ve benimsemeye devam ediyoruz, Atamızın da dediği gibi, “din sömürüsü altında ve ya farklı nedenlerle beni unutturmak isteyenler olacaktır ama Türk milleti buna izin vermeyecektir” demiştir, bizde Türk milleti olarak Atamızın izinden giderek unutmayacağız, unutturulmasına izin vermeyeceğiz. Rahat uyu Atam İZİNDEYİZ
pontomeroglu 